Girişimcilikte Fikir mi? İstikrar mı? Tecrübe mi?

İş dünyasında girişimcilerin cesurca atılımlarda bulunmaları ve her yıl finans ve ekonomi dergilerinde okuduğumuz birbirinden farklı sektörlerdeki başarı hikayeleri hepimizi gururlandırmakta ve birçok genç girişimciyi de cesaretlendirmektedir.

Girişimcilikte Fikir mi? İstikrar mı? Tecrübe mi?

İş dünyasında girişimcilerin cesurca atılımlarda bulunmaları ve her yıl finans ve ekonomi dergilerinde okuduğumuz birbirinden farklı sektörlerdeki başarı hikayeleri hepimizi gururlandırmakta ve birçok genç girişimciyi de cesaretlendirmektedir.

Girişimcilikte Fikir mi? İstikrar mı? Tecrübe mi?
19 Şubat 2018 - 11:38

İnnovatif bir fikirle ortaya çıkan ve üzerinde yoğunlaşıldıkça projelendirilen birçok girişimi de son yıllarda pazar payını sürekli arttıran bilişim, teknoloji ve kozmetik alanlarında sıklıkla duymaktayız.

 

Peki, nedir bu başarıların ortak noktaları?

 

Bu konuda görüşlerini almak istediğimiz ve tecrübelerini bizlerden hiçbir zaman esirgemeyen, iş dünyasının başarılı iş adamlarından Arleva Kozmetik A.Ş. Genel Müdürü Halil Kuru ile keyifli bir sohbet ortamında değerlendirme fırsatımız oldu.

 

Pes Etmek Başarıyı Reddetmektir

Ülkemizdeki genç girişimcilerin en büyük hatası hemen pes etmeleridir. Karşılarına çıkan ilk engelde ya da yaptıkları ilk hatada kendilerini veya fikirlerini küçümsemeye başlayarak umutsuzluğa kapılmaktadırlar. Umutsuzluğun ardından da paniklemeye ve çoğu zaman da fikirlerini projelendirmeden vazgeçmektedirler. Bu vazgeçmelerin nelere mal olduğunu bilemeyiz. Belki de dünya devi olacak bir şirketin ilk tohumlarının atılmasından vazgeçiyorlar. Bunu tespit etmek çok zor ama günümüzdeki dünya devi olan şirketlerin kurucularının hayat hikayelerini incelediğinizde benzer engeller hatta daha çetin ve zorlu şartları aşarak devleştiklerini görürsünüz.

 

Sağlam Bir Planlama Şart

Girişimci fikirler mutlaka güzel bir planlamayla projelendirilmelidir. Sektörünüz ne olursa olsun, fikriniz ne olursa olsun mutlaka üzerinde çalışmalısınız. Nihayetine projenizi ilerletmeniz maddi kazançla mümkün olacağı için girişiminizi ticari bir forma sokup bir an önce pazara sunmalısınız. İşte burası çok sancılıdır. Eğer ki projeniz sosyal bir proje değilse, tamamen ticari bir proje ise işiniz çok daha zor demektir. Projenizi ürün ya da hizmet haline getirmek, markalaşmak, pazara sunmak, rakip analizi ve daha bir çok mesaiyi start vermeden önce harcamanız gerekiyor. Çoğu girişim de tam da bu noktada projelendirme aşamasında son buluyor ve hayal olarak kalıyor.

 

Hatalarınızla Yaşamayı Öğrenmelisiniz

Bu planlama esnasında hatta bu serüvenin her aşamasında akıl almaz hatalar yapacaksınız. Bunlar bazen sizin kontrolünüzde, bazen de kontrolünüzde olmayan faktörler olarak karşınıza çıkacak. Sakın her yaptığınız hatadan sonra hevesinizi kaybetmeyin ve içinizdeki ateşin sönmesine izin vermeyin. Aksine başarıya giden yolda yapmamanız gereken bir şeyi daha bizzat yaşayarak öğrendiğinizi düşünün ve bunu bir kazanım olarak değerlendirin. Her bir hata sizin için tecrübe demektir.

 

Ne olursa Olsun İnatçı Olun

Bazıları bunu “Girişimde İstikrarlı Olmak” olarak adlandırıyor. Ama ben inatçılık diyorum. Başarıyı hedeflediğiniz yolda hevesli bir girişimci olarak başlarsınız, bir zaman sonra iş adamı/iş kadını olursunuz. Neticede de ya Başarılı İş Adamı/İş Kadını olursunuz ya da Başarısız İş Adamı/İş Kadını olursunuz. Bu neticeyi şekillendirmek de tamamen kendi ellerinizdedir.

 

Siz, her engelde veya her yaptığınız hatada düşerseniz, hevesinizi kaybederseniz, size dışardan bakan herkes Başarısızlık görür. Ama her düştüğünüzde kimseye hissettirmeden kendi başınıza kalkarsanız (ki ben buna inatçılık diyorum), size dışardan bakan herkes Başarı görür. Herkes Başarının ve Başarılının yanında yer almak ister. Size katılan herkes de sizi daha güçlü yapar. İnatçı olun ve düştüğünüzü kimseye hissettirmeyin. Emin olun düştüğünüzü öğrenirlerse yiyeceğiniz tekme sayısı birden fazla olacaktır.

 

Duygusallığı bir kenara bırakın

Kimileri de size katılmayacaktır. Hatta bazen karşınızda yer alacaklardır. Çok enteresandır ki; bu kişiler genelde yakın çevreniz, tanıdıklarınız, arkadaşlarınız, dost görünen kişiler hatta bazen de akrabalarınızın arasından çıkacaktır. Bazen sizi çok sevdiklerinden, sizi acımasız iş dünyasının içinde zarar görmenizden korktuklarından koruma iç güdüsüyle bunu yapacaklar, bazen de içten içe ya da aleni olarak içlerindeki kıskançlık duygularından dolayı karşınızda yer alacaklardır.

 

Onlar kapitalizmin bu vahşi kurallarına uygun hareket ederek ya da bu kurallardan korkarak karşınızda durabilirler ve duracaklardır da… Sizin başarınızı etkileyen onların nerede duracağı değil! Sizin ne yapacağınız başarınızı etkiler ve sizin de onlar gibi duygusal olmanız kabul edilemez. Her şeyden önemlisi siz, onlardan birkaç adım öndesiniz. Sizin bir hedefiniz ve buna bağlı sorumluluklarınız var. Artık siz bir iş adamı/iş kadınısınız. Bunlara üzülmek, rövanş almak, gününü göstermek, kin beslemeye harcayacak zamanınız yok! Zamanınızı hedefinize ulaşmak için harcamalısınız. Önünüze çıkan engelleri aşmak için çare arayarak ya da ilerde çıkması muhtemel engelleri hesaplayarak zamanınızı harcamalısınız. Kısacası sizin yapacak çok işiniz var ve bunların arasında duygusallığa yer yok!

 

Sağlam Bir Ekip Kurun

Genç bir girişimci olarak çok iyi bir fikriniz olabilir, hatta çok iyi bir lider de olabilirsiniz. Her şeyi hesaplamış ve tüm planlamayı eksiksiz yapmış olabilirsiniz. Ama başarı hiçbir zaman tek başına gelmez. Sağlam bir ekibe sahip olmanız ve görev paylaşımı yapmanız gerekir. Başlangıçta tüm işleri halledebilirsiniz ama büyüdükçe hiçbir şeye tek başına yetişemeyeceksiniz. Girişimcilikte, projelendirilip harekete geçirildikten sonra yapılan en büyük hata da işte budur. Aslına bakarsanız en zor olanlardan birisi de budur. Örneğin, güzel bir tasarım ortaya çıkartmak için teknolojinin en son imkanlarını satın alabilirsiniz, fakat o teknolojiyi kullanacak ve sizin hayallerinizi tasarlayacak kişiyi bulmak çok zordur. Doğru işe, doğru kişiyi bulmak bazen yıllarınızı alabilir. Bu konuda verebileceğim tek tavsiyem genç girişimcilerin liderlik vasıflarını geliştirmeleridir. Yılmadan, usanmadan ekibini eğitmeye, onlara liderlik etmeye ve onların da sizin hedeflerinizi benimseyip, gönülden hissetmelerini sağlamalısınız.

 

Unutmayın!

Kaleler her zaman içten fethedilir. Tedbiri elden bırakmayın.

 

Korkmayın!

Yılmayın!

İnatla Hedefinize Yürüyün…

Kazanan siz olacaksınız.