İKİNDİ SOHBETLERİNDE 'POSTNİŞİN ABDÜLHALİM ÇELEBİ VE SİYASİ HAYATI' KONUŞULDU

Konya Büyükşehir Belediyesi ile Konya Fikir ve Sanat Adamları Derneği ve Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürlüğünün ortaklaşa düzenlediği Yaşayan Konya Hafızası İkindi Sohbetlerinde bu hafta Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü Tasavvuf ABD Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hülya Küçük tarafından “Postnişin Abdülhâlim Çelebi ve Siyasî Hayatı” konulu bir konferans verildi.

İKİNDİ SOHBETLERİNDE 'POSTNİŞİN ABDÜLHALİM ÇELEBİ VE SİYASİ HAYATI' KONUŞULDU

Konya Büyükşehir Belediyesi ile Konya Fikir ve Sanat Adamları Derneği ve Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürlüğünün ortaklaşa düzenlediği Yaşayan Konya Hafızası İkindi Sohbetlerinde bu hafta Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü Tasavvuf ABD Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hülya Küçük tarafından “Postnişin Abdülhâlim Çelebi ve Siyasî Hayatı” konulu bir konferans verildi.

İKİNDİ SOHBETLERİNDE 'POSTNİŞİN ABDÜLHALİM ÇELEBİ VE SİYASİ HAYATI' KONUŞULDU
04 Mart 2018 - 09:21

Prof. Dr. Hülya Küçük: “Hz. Mevlana’nın 19. kuşaktan torunu olan Abdulhâlim Çelebi üç defa postnişinlik makamına getirilmiş, Sultan Abdülhamit’in tahttan indirilmesinden sonra tahta çıkarılan Mevlevî olan Sultan 5. Mehmet Reşâd’a kılıç kuşatmıştır.”

 

Konya Büyükşehir Belediyesi ile Konya Fikir ve Sanat Adamları Derneği ve Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürlüğünün ortaklaşa düzenlediği Yaşayan Konya Hafızası İkindi Sohbetlerinde bu hafta Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü Tasavvuf ABD Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hülya Küçük tarafından “Postnişin Abdülhâlim Çelebi ve Siyasî Hayatı” konulu bir konferans verildi.

 

İNİŞLİ ÇIKIŞLI HAYAT SERÜVENİ

Prof. Dr. Hülya Küçük hayatıyla ilgili şu bilgileri verdi: “1873’te Konya’da doğan Abdulhâlim Çelebi, Hz. Mevlana’nın 19. kuşaktan torunudur. Babası, Konya Mevlana Dergâhı Postnişini Abdülvahid Çelebi’dir. 13 yaşındayken Manisa Mevlevîhanesi postnişini oldu.1907’de babasının vefatı üzerine Konya Çelebiliği makamına getirildi. 2.Meşrutiyet’in ilanından sonra yerine İttihatçılar tarafından Veled Çelebi atandı. 31 Mart Vakʻasında 2.Abdülhamit’i tenkit ettiği için de ‘Çelebi’ unvanından mahrum edildi. 1918’de bu unvanı kendisine geri verildi. 1919’da Veled Çelebi’nin şeyhlikten azli sebebi ile şeyhliğini de geri aldı.1919-1920’de Delibaş Olayı dolayısıyla tekrar azledilerek yerine Âmil Çelebi atandı , ancak suçsuzluğu ispat edilince tekrar makamına döndü. 1920-1925 yılları arasında postnişinlik yapan Abdulhâlim Çelebi 1 Ocak 1925’de İstanbul’da vefat etti” dedi.

 

DEVLETİN ÇÖKÜŞ DÖNEMİNDE TARİKATLAR

Küçük, Abdülhâlim Çelebi’nin Osmanlının çöküş döneminde Batıcılığın hızla geliştiği Sultan Abdülaziz, Sultan Abdülhamit, Sultan Mehmed Reşâd ve Sultan Vahdettin dönemlerinde yaşadığını belirterek, “Sultan Abdülhamit’in tahttan indirilmesinden sonra tahta çıkarılan Mevlevî olan Sultan 5.Mehmet Reşâd’a kılıç kuşatmıştır. Osmanlının çöküşü bütün kurumları da etkilemiş, 1866’da kurulan Meclis-i Meşâyih’le işler kontrol altına alınmaya çalışılmış, Selefîler tarikatların İslâm’a aykırı diye kaldırılmasını isterken Batıcılar da modern çağa aykırı olduğunu belirtmekteydi.” dedi.

Abdülbâki Gölpınarlı’nın Mücahidin Mevlevî Alayı ile ilgili aktardığı İngiltere İşgal kumandanlığına yazıldığı anlaşılan ama gönderip göndermediği bilinmeyen bir mektubundan şüphe duymak gerektiği üzerinde duran Küçük, mektupta “Mevlevîliğin aslında barıştan yana olduğunu, savaşmanın onun ruhuna ters olduğunu; Mevlevîliğin yüzyıllar boyu bütün âlem-i insaniyete hizmet gayesinde olduğunu ve Hristiyan unsurları daima koruduğunu ve dolayısıyla böyle bir taburun düzenlenmesinin ecdadın yolundan uzaklaşma anlamına geleceğini vurgulamaktaydı. Abdülhalîm Çelebi, Mevlevîlik sulhtan yanadır diye savaşmaya karşı olsaydı, yedi düvele karşı savaştığımız Millî Mücadele’ye de destek vermeyeceğini söylerdi.

Küçük, Abdülhâlim Çelebi’nin eşi Kevser Hanım Ekim 1919’da kurulan “Anadolu Müdâfaâ-yı Vatan Cemiyeti Konya Şubesinin başkanı olmuştu. Paris Barış Konferansına iletilmek üzere cemiyet üyeleri, mahalleleri dolaşarak kadınları millî dava yönünde uyandırmaya ve onların maddî desteğini almaya çalışarak askere çamaşır ve esvap diktirildiği üzerinde durdu.

 

KONYA İSYANINDAKİ ARABULUCULUĞU

Kuvâ-yı Milliye’ye karşı vuku bulmuş olan Bozkır ayaklanmalarından sonra Abdülhâlim Çelebi, Sultan’a yazdığı mektuptan Bozkır ayaklanmacılarının ikna olmadıklarını, dergâhtan bir heyet göndererek halkı yatıştırmaya çalıştığını ifade diyor. Abdülhalim Çelebi, 1920’de Konya ayaklanmasındaki tutumu dolayısı ile yine şeyhlikten alındı ve yerine Kastamonu Mevlevihanesi Şeyhi Âmil Çelebi atandı. Konya Mebusu olan Abdülhalîm Çelebi, Dîvân-ı Harp'te kendisini savunurken daha önce hiç tanımadığı Delibaş'la ilgili alınacak tedbirleri konuşmak üzere valinin kendisini çağırtması üzerine önce Alaattin Tepesi’ne çıkıp şehri savunmak istediklerini, ama başarılı olamamaları üzerine asilerle konuştuğunu söyledi. Hakkında yapılan meclis soruşturması sonucunda suçsuz bulununca tekrar görevine iade edildi.

 

MECLİS’TEKİ GÖREVLERİ

Meclis-i Mebusan İstanbul’un işgali üzerine Meclis-i Mebusan dağıtılarak Ankara’da açılan BMM’ye Konya Mebusu olarak gittiğini kendisine, “Meclis’teki en aktif ve en kompleks mebus” denilebileceğini söyleyen Hülya Küçük, “Abdülhâlim Çelebi; İrşâd, Şerʻiyye ve Evkâf komisyonları olmak üzere çeşitli komisyonlarda görev almıştır. Meclis’te iki soru, bir gensoru ve iki kanun teklifi sunmuştur. Mazbata, Lâyiha ve İrşâd komisyonlarının başkanlığına da getirilmiştir. Başkan yardımcılığının yanı sıra iki komisyonun başkanlığını yapamayacağı gerekçesiyle birinci komisyonun başkanlığından istifa etmiştir. 1.BMM’de ‘vatanın savunmasında gösterdiği yararlılıklar’ dolayısı ile yeşil şeritli İstiklâl Madalyası ile ödüllendirildi. 12 Ekim 1922’de BMM’den ayrılma izni aldı ve Konya’daki dergâhına döndü. Saltanatın Kaldırılması üzerine Mustafa Kemal’e bir kutlama mesajı gönderdi.” dedi.

 

BAKIR ÇELEBİ’NİN HALEP’E GÖNDERİLMESİ

Abdülhâlim Çelebi ölümünden önce oğlu Bakır Çelebi’yi Halep’e göndermiş, Mustafa Kemal, Bakır Çelebi’ye, Hatay’ın Türk topraklarına ilhâkında yardımcı olma görevini vermiş, Bakır Çelebi 1937’de Türkiye’ye gelmiş, Suriye Hükümeti tarafından casus olarak nitelendirildiği için Suriye’ye dönmesine izin vermemiştir. Ölümüne kadar kardeşi Şemsü’l-vâhid Çelebi ona vekâleten şeyh olmuş, Onun 1943’te İstanbul’da vefatından sonra Vâhid Çelebi’nin çelebiliği tasdîk edilmemiştir. Suriye Devleti tekke ve zaviyeler hakkında bir dizi kararlar alarak Çelebilik makamı ve imtiyazlarını kaldırıp bütün Mevlevîhanelerin mallarına el koymuş ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne bağlamıştır.

 

Program sonunda Mevlana'nın 22.kuşaktan torunu ve Uluslararası Mevlâna Vakfı Başkan Vekili Esin Çelebi Bayru, kendisinin Halep’te doğduğunu, dedesine 1.BMM tarafından verilen İstiklâl Madalyası’nı törenlerde özel izinle gururla taktığını belirtti.

Prof. Dr. Hülya Küçük‘e Konya Büyükşehir Belediyesi Sekreter Yardımcısı Abdülmelik Ötegen ve Esin Çelebi Bayru tarafından günün anısına hediye takdim edildi.