Tuğrul Karacaer ''artık Herşey Apaçık Ortada''
Türkiye Kamu Çalışanları Vakfı Aksaray Şube Başkanı Tuğrul Karacaer yayınladığı basın bildirisinde şunları söyledi
Dünyanın hiç bir ülkesinde hiç bir millet kendisini reddedenler tarafından yönetilmemekte ve böyle aşırı bir baskı görmemektedir.
Tarihimiz boyunca Türk milleti hiç böyle bir ihanet sarmalının içine düşmemişti belki de.
Bu milletin inandırılmaya çalışıldığı tehlikeli oyun, terörü bitirme adına başlatılan sözde çözüm süreci eli kanlı teröristlerin (özellikle terörist elebaşı) affedilmesini ibaretten başka bir şey değildir.
Ülkeyi böldürtmeyeceğiz diyerek Abd'nin beslemesi ve Kuzey Irak'taki maşası barzani'yi devlet düzeyinde Diyarbakır'da karşılamak ve orada kürdistan diye naralar attırmak fiilen ve kasten devletimizin üniter yapısına tehdittir.
Dağdaki gençler (teröristler) inecek, hapishaneler boşalacak, hapishanedekiler (elebaşlarıda dahil) affedilecekler gibi talihsiz tabirler başka nasıl adlandırılabilir ki. 
Artık her şey apaçık ortada!!! Birileri Türk milliyetçiliğini ayaklar altına aldım diyor bir başkası Türk diye bir ırk yok aslında diyor. Sen Diyarbakır’da kürdistan dersen,TBMM’de şarlatanın birisi çıkar bütçe görüşmelerinde ülkenin bir bölümünü kürdistan ilan eder.
Ülkemizde şuanda yaşanan siyasal iklim Türk milletini, Türk Milliyetçiliği fikriyatını inkâr noktasına gelmiştir. Ancak Yüce Türk Milleti çok iyi bilmektedir ki; Türk Milliyetçiliği fikriyatı Türk Milletinin varlık ateşidir. Bu ateş sönmez, söndürülemez!
Anlaşıldığı üzere bugün ülkemiz teröre boyun eğdirilmiştir. İtiraz edenlere de ne yapalım kardeşim; tabutlar mı, gelsin analar mı ağlasın, diyerek lafı boğazına tıkıyorlar. 
Lütfen askerleri bırakın sevgili aktivistler !!! demeye kadar geldi artık bu durum.
Türk ordusu ise sanki savaş kaybetmiş gibi esir alınmıştır. Ordu komutanları düzmece olduğu sonradan anlaşılan belgelerle ömür boyu hapis cezasına çarptırılmışlardır ve genel afla dışarı çıkmaktansa cezaevlerinde ölmeyi göze almışlardır. Bu olaylar milletin gözü önünde cereyan etmektedir. Artık mızrak çuvala sığmamaktadır.
Mevcut erkin yandaşı haline gelen Türk medyasının büyük bölümü her ne kadar cereyan eden bu süreci gizlemeye çalışsa da; efendisinin her icraatına “isabet buyurdunuz, keramet buyurdunuz” demeyi görev bilse de toplumun eğilimini, reaksiyonunu gizleyenler, bunları muhalefetin abartmaları gibi gösterse de bu işin sonuna gelinmiştir.
Türk milletinin bir buçuk asırlık haysiyet mücadelesi, varlık mücadelesi milletin kökleriyle buluşma mücadelesi asla bir oldubittiye getirilemez çünkü Türk milletinin öfkesi kabarmıştır ve bu öfkenin karşısında durabilen bir güce tarihte rastlanmamıştır.
Burada Yüce Türk Milletinin çoktandır yapmadığı ve dinimizin emri olan bir şeyi yapması gerekmektedir. Yüce kitabımız Kuran-ı Kerimde kaç kere hiç düşünmez misiniz, görüp de ibret almazsınız yazar. Evet, artık düşünme, olan biteni görme ve geçmişten ibret alma vakti gelmiştir.
Son yıllarda toplumda çözüm bekleyen konular hep kısır tartışmalarla ötelenmiş, unutturulmuş toplum bu tartışmalarla avutulmuştur. Yıllardır eğitim sistemimizi yapboz tahtasına çevirenler şimdi bunu dershane tartışması üzerinden yürütmektedir. Sormazlar mı adama kardeşim yıllardır iktidardasın neden eğitimi dershanelere endeksledin. Neden öğrencilerimizi dershanelerin kucağına atıverdin? Neden önlemini almadın? Dershaneler kar amaçlı kurumlar kapatıyoruz derken özel hastanelere olabildiğince özgürlük tanıyacaksın. Bunlar kar amacı gütmüyor mu? Bu nasıl bir çelişkidir? Ülkenin bu en önemli mevzusunda siyaset, cemaat, tarikat, yandaş basın hepsi konuşuyor. Elbette konuşacak! Ancak üzücü olan bu ülkenin bilim insanları, üniversiteleri konuşmuyor konuşturulmuyor. Çünkü her şeyin en iyisini biz biliriz mantığı artık bu siyasal iklimin temel bileşenidir.
Eğitim sistemini dershane cemaat kavgasına kurban edenlerin dün sarmaş dolaş gezenlerin şimdi basın yoluyla milletin gözü önünde nasıl kavga ettiklerini, nasıl birbirlerini ahlaki olmayan donelerle tehdit ettiklerini Yüce Türk Milleti ibretle izlemektedir. Biz Türk milliyetçileri şimdi bu devlet sistemi içerisinde ve bu sistemin sinir uçlarında olup ta mangalda kül bırakmayanların eski mücahitlik günlerini de iyi biliriz. Ne nutuklar atıyor mücahitlik yapıyorlardı şimdi ne oldu da bu postu çıkarıp mücahitlikten mütahitliğe transfer oldunuz. Hangi mezhepten, meşrepten, cemaatten, tarikattan olursa olsun Müslüman doğru ve dürüst olmak zorundadır. Acı verici olanda Müslümanlık altında saf ve halisane düşünen insanlarımızı kandırmak ve onların duygularıyla oynamaktır. İslam kimliğini kullanarak haram yollarla servet edinmektir. Ancak Allah şahittir ki bu insanların iki yakası bir araya gelmeyecektir. Çünkü bunların İslam’a verdikleri zarar tamir edilemeyecek düzeydedir. Kendi savcılarını hâkimlerini kullanarak yaslar önünde aklansalar da vicdanlarda asla aklanamayacaktırlar.
İşte biz milliyetçi kamu çalışanları olarak, seksen öncesinin ölümsüz ruhuyla bugün de hazırız. Satılmışların, eyyamcıların, bencillerin, döneklerin, uşakların, terörist ve bölücü kürtçülerin, gayri milli unsurların ve tüm yabancı oyunlar ile yerli işbirlikçilerine gerekli dersi vermek üzere Türk Milleti’ni çağlar üzerinden sıçratmak için dün olduğu gibi bugünde hazırız.