Seçimlerin, bin 394 seçim çevresinde, 25 siyasi partinin katılımıyla gerçekleşeceğini ifade eden Bahçeli, Aksaray'da seçime katılan siyasi partilere ve onların adaylarına başarılar diledi.
30 Mart'ta sandığa gidişin coşku ve heyecanla olması gerektiğini vurgulayan Bahçeli, "Milliyetçi Hareket Teşkilatı olarak yasanın kendine vermiş olduğu imkanlarla, her sandıkta parti görevlimizin olması gerekiyor. Dava arkadaşlarıma sesleniyorum bu önemli bir görevdir, vicdani bir sorumluluktur. 5 yıllık seçim arasında parti olarak, dava insanı olarak, gecemizi gündüzümüze katıyoruz. Her biriniz çocuğun rızkından keserek davanıza hizmetin gayreti içinde oluyorsunuz. Aylar, yıllar böyle geçiyor. Evlerinizi, zaman zaman işlerinizi ihmal ediyorsunuz. Seçim günü geliyor, bütün imkanlarınızı seferber ediyor, seçim süresi 90 gün ise 90 gün çalışıyorsunuz fakat tam oy verme günü geldiğinde, sandık görevlisi ülküdaşlarım, sabahleyin sandığa gitmekte gecikiyorsunuz. Vardığınız zaman yarım saat bir saat kaldığınızda, usanıyorsunuz. Aç geldim şuradan simit çay içeyim diyorsunuz orada sandığı unutuyorsunuz. Böyle olunca da sandıktaki hileyi, oyların çalımını hiçbir zaman fark edemiyorsunuz. Bu davamıza en son gün sahip çıkması gereken dava insanları, görev ihmalinde bulunuyor. Bunu yapmayalım, yazık oluyor davamıza, mücadelemize, insanlarımızın her türlü gayretini ortaya koymaya. Bu seçim Türkiye için önemli bir seçimdir, tarihi dönüm noktasıdır. Sandığa gideceksiniz, gelen kimse, hangi partinin mensubu olursa olsun, yaşlısı, genci, hastası kim varsa, ülkücünün edep ve terbiyesiyle, Allah'ın selamını vereceksiniz, hoşgeldiniz diyeceksiniz, güler yüzlü davranacaksınız. Onların oy vermelerine kolaylık sağlayacaksınız ve bu görevi akşama kadar yerine getirmenin gayreti içerisinde olacaksınız. Aç olacaksınız, susuz olacaksınız, o gün görev orucu tutacaksınız." Dedi.
17 Aralık operasyonlarına çocuklarının ismi karışan bakanlarla ilgili fezlekelere de değinen Bahçeli, "Suçlarına baktığınız vakit, kamu ihalesine fesat karıştırma, imar yolsuzluğu, arkasından kara para aklama, arkasından direkt rüşvet alma. Öyle bakanlar var ki 23 defa rüşvet almış, 60 milyon doları bulmuş, öbürü bilmem ne almış. Bunların hepsi fezleke olarak Meclis'e gelmiş, o fezlekeyi hemen göndermişler, ikinci bir fezlekeyi getiriyorlar. O da Meclis'te görüşülürken 'Aman bunları milletvekilleri öğrenmesin, gizli kalsın, soruşturmayı yapalım ondan sonra'diyorlar. Niye gizli bırakıyorsun? Burada 4 tane bakanın çocukları ve bakan var. Bunların hesabını hükümet olarak sen vermeyeceksin de Recep Tayyip Erdoğan, bunu uzatarak üstünü örterek neden korkuyorsun Işte o da anlaşıldı. Nedir anlaşılan 17 Aralık bu olaylar ortaya çıktığında Sayın Başbakan'ın bilgisi oluyor ve 8.30'dan itibaren tapelere düşmüş, artık kamuoyuna mal olmuş bilgilerle bazı bilgilerle karşı karşıya kalıyoruz. Nedir bu bilgiler? 'Oğlum Bilal evde ne varsa sıfırla, sağa sola gönder, geri kalanını işte bir şeyler yap.' 'Onları başlattık baba ama 30 milyon dolar henüz burada duruyor. Ne yapayım bir kaç tane villa mı alayım acaba' diyor. Işte Recep Tayyip Erdoğan'ı korkutan bu gerçek. Sayın Recep Tayyip Erdoğan Aksaray'dan size sesleniyorum bundan korkma, adaletten korkma. Bunlara 'komplo, montaj' deme. Adale git ne ise aklan, paklan gel. Yoksa sen iktidar döneminde iktidar gücünü kullanarak; savcılara kıyabilirsin, 8 bin polis memurunu darmadağın edebilirsin, 28 tane valiyi yerinden edip kimini merkeze kimini başka ile verebilirsin, bürokratlar üzerinde kıyıma gidip herkesi fişleyip yer değiştirmeyi düşünebilirsin. Türkiye'de 'iki devlet vardır' diye ne olduğu anlaşılmayan ama kimi suçladığı çok net olarak bilinen bir davranışı hala devam ettirirsen bunların altından kalkamazsın." diye konuştu.
