SULTANHANI İLÇESİNDE DEPREM RİSKİ VAR MI?

Türkiye ve özellikle İç Anadolu Bölgesi’ndeki depremsel faaliyetleri araştıran Niğde Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Alper Gürbüz, araştırmaların tüm hızıyla devam ettiğini belirterek, "Aksaray’ın Sultanhanı ilçesi civarında da üzerinde sismik aktivitenin de gözlendiği önemleri yeni fark edilen bir takım fayların etkinlikleri gerek bizim kendi çalışmalarımızda, gerekse de diğer üniversitelerin yürüttüğü çalışmalarda ortaya konmuştur” dedi.

SULTANHANI İLÇESİNDE DEPREM RİSKİ VAR MI?

Türkiye ve özellikle İç Anadolu Bölgesi’ndeki depremsel faaliyetleri araştıran Niğde Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Alper Gürbüz, araştırmaların tüm hızıyla devam ettiğini belirterek, "Aksaray’ın Sultanhanı ilçesi civarında da üzerinde sismik aktivitenin de gözlendiği önemleri yeni fark edilen bir takım fayların etkinlikleri gerek bizim kendi çalışmalarımızda, gerekse de diğer üniversitelerin yürüttüğü çalışmalarda ortaya konmuştur” dedi.

SULTANHANI İLÇESİNDE DEPREM RİSKİ VAR MI?
25 Haziran 2019 - 09:40

Türkiye ve özellikle İç Anadolu Bölgesi’ndeki depremsel faaliyetleri araştıran Niğde Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Alper Gürbüz, araştırmaların tüm hızıyla devam ettiğini belirterek, "Aksaray’ın Sultanhanı ilçesi civarında da üzerinde sismik aktivitenin de gözlendiği önemleri yeni fark edilen bir takım fayların etkinlikleri gerek bizim kendi çalışmalarımızda, gerekse de diğer üniversitelerin yürüttüğü çalışmalarda ortaya konmuştur” dedi.
 

Aksaray’da 6.7 büyüklüğünde bir deprem oluşturabilecek aktif fay hatlarının olduğu, bugüne değin bilinmeyen yeni fay hatları bulunduğu bildirildi

 

Aksaray’da 6.7 büyüklüğünde bir deprem oluşturabilecek aktif fay hatlarının olduğu, çeşitli üniversitelerce yürütülen çalışmalarda da bugüne değin bilinmeyen yeni fay hatları bulunduğu bildirildi. Uzmanlar, Aksaray’daki yapılaşmanın 6.7 büyüklüğündeki deprem olasılığına göre oluşturulması gerektiğine dikkat çekti.
 
 
Türkiye ve özellikle İç Anadolu Bölgesi’ndeki depremsel faaliyetleri araştıran Niğde Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Alper Gürbüz, araştırmaların tüm hızıyla devam ettiğini belirterek, "Aksaray ve çevresinde bugüne kadar MTA’nın yanı sıra ben de kapsamlı çalışmalar yaptım. Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası’nda depremselliği en düşük olarak gösterilmiş olan Aksaray ve yakın civarında son dönemde yürütülen çalışmalar bölgenin deprem tehlike analizlerinin yeniden gözden geçirilmesini gerekli kılar niteliktedir. 1996 yılında üretilen Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası’nın üzerinden geçen yaklaşık 17 yıllık süreçte Aksaray ve çevresine dönük bilgilerimiz oldukça artmıştır. Gerek bölgenin önceden bilinen eski fayları üzerinde yapılan projelerle, gerekse de yeni keşfedilen aktif nitelikli fayları ortaya koyan çalışmalarla bölgenin tektonik haritaları güncellenmiştir. Ayrıca 1999 Marmara depremlerinden sonra ülkemizin geneline yayılan sismik istasyonların dağılımıyla yeni meydana gelen depremlere dair elde edilen bilgiler de hızla artmaktadır” dedi.
 
Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü, Ankara ve Hacettepe Üniversiteleri ile Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nün başta olmak üzere son dönemde bölgede yürütülen çalışmaların, Aksaray ve çevresinin de tıpkı yurdumuzun hemen hemen tamamının sahip olduğu gibi bir ‘deprem gerçeği’ olabileceğine işaret ettiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Gürbüz, “Aksaray’ın doğrudan sırtını yasladığı Tuz Gölü Fay Zonu bölgenin en önemli tektonik yapısıdır. Niğde’nin Kemerhisar ilçesinden başlayıp, Aksaray ve Şereflikoçhisar boyunca Ankara’nın güneyine kadar yaklaşık 200 km boyunca takip edilebilen bu fay zonu oldukça önemli bir yapı olarak bölgenin depremselliği açısından önem taşımaktadır.

Tuz Gölü Fay Zonu, Aksaray’da 2001 yılının Mart ayında meydana gelen 4 büyüklüğünde bir depremle üzerine tekrar dikkatleri çekmiştir. Daha sonra 2005 ve 2007 yıllarında Ankara’da meydana gelen ve yöre insanını oldukça endişelendiren deprem dizilerinde de bölgeye yakın olduğundan dolayı tedirginlik oluşturmuştur. Çünkü oldukça uzun bir hat boyunca gelişmiş olan Tuz Gölü Fay Zonu’nu oluşturan segmentlere ait bilgiler yaklaşık 7 büyüklüğünde bir deprem oluşturabileceğine işaret etmekteydi. MTA’nın son olarak yürüttüğü çalışmalar ise Aksaray sınırları içerisinde 6.7 büyüklüğünde bir deprem üretebilecek fay segmentlerinin mevcut olduğunu göstermektedir. Ayrıca bölgede sadece Tuz Gölü Fay Zonu mevcut değildir.

Bunun yanı sıra Aksaray’ın Sultanhanı ilçesi civarında da üzerinde sismik aktivitenin de gözlendiği önemleri yeni fark edilen bir takım fayların etkinlikleri gerek bizim kendi çalışmalarımızda, gerekse de diğer üniversitelerin yürüttüğü çalışmalarda ortaya konmuştur” dedi.


ÇEVRE İLLERDEKİ DEPREMLER AKSARAY’I DA ETKİLER

Aksaray il sınırları içerisinde yer alan bu aktif fayların haricinde yine Aksaray’ın komşusu niteliğindeki Niğde, Konya, Kırşehir, Kayseri ve Ankara illerinde de mevcut fayların üzerinde meydana gelebilecek büyük depremlerin Aksaray’ı ciddi anlamda etkileyeceğini belirten Gürbüz, “Nitekim milattan sonra 1104 yılında Niğde’de meydana gelen 9 şiddetindeki depremde Niğde ili ve civarında yaklaşık 40 bin can kaybı yaşandığı, 1717 yılında Kayseri’deki 8 şiddetindeki depremde ise yaklaşık 8 bin 300 insanımızı yitirdiğimiz tarihsel belgelerde yer almaktadır. 1938 yılında Kırşehir’in Akpınar kesiminde meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremde ise 158 can kaybı yaşanmıştır. Bütün bu depremler Aksaray’da hissedilen ve endişe oluşturan depremler olmuştur. Son olarak 2011 yılının Haziran ayında Aksaray merkezde yaşanan 3.9 büyüklüğündeki deprem ve Mayıs 2013’te Aksaray’ın Eskil ilçesi 3.6 büyüklüğündeki depremler yukarıda değinilen ve Aksaray ve çevresini tehdit eden fayların aktif olduklarına ve yeni depremler üretebileceklerine işaret etmektedir” şeklinde konuştu.


Aksaray bölgesinde yapılaşma güvenliğine dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Gürbüz, “Bölgede hızla gelişen yapılaşmanın bu gerçekleri gözardı etmeden gerçekleşmesi ise bölgenin her meydana gelen depremde tedirginlik yaşamamasını garanti altına almanın en önemli ve hatta tek yoludur” diye konuştu.

YASİN CAN
AKSARAY