ASLINDA TÜM MESELE ANLAMA VE ADLANDIRMA

Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından düzenlenen “Hasbihâl Sohbetleri” kapsamında Televizyon Programcısı Bekir Develi ve Diriliş Postası Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erem Şentürk, Aksaray Üniversitesi’nde (ASÜ) “Bunu Konuşalım” isimli bir program gerçekleştirdi.

ASLINDA TÜM MESELE ANLAMA VE ADLANDIRMA

Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından düzenlenen “Hasbihâl Sohbetleri” kapsamında Televizyon Programcısı Bekir Develi ve Diriliş Postası Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erem Şentürk, Aksaray Üniversitesi’nde (ASÜ) “Bunu Konuşalım” isimli bir program gerçekleştirdi.

ASLINDA TÜM MESELE ANLAMA VE ADLANDIRMA
23 Mart 2017 - 12:56

- İkili, Meseleleri Farklı Bir Üslupla Anlattı -

15 Temmuz başta olmak üzere, güncel meseleleri farklı bir üslupla ele alan ikili, anlama ve adlandırma süreçlerine dikkat çekti. Bunların insanlığın en kadim dertlerinden birisi olduğuna vurgu yapan Bekir Develi ve Erem Şentürk, “15 Temmuz’da Köprünün, Havalimanının tanklarla kuşatıldığını, Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘Ben milletten başka güç tanımıyorum, herkesi sokaklara, havalimanlarına, meydanlara davet ediyorum’ dediğini, milletin meydanlara çıkıp darbecilere fena bir ayar verdiğini herkes gördü. 15 Temmuz’u anlatmalıyız çünkü burada takılmamız gereken çok önemli bir nokta, çok önemli bir dert var. Bu, kadim bir dert ve insanlığın temel dertlerinden birisi olan ‘anlama ve adlandırma’ derdi” dediler.

 

- İki Kötü Profil Var: Gafiller ve Zeliller -

İnsanoğlunun en baştan beri meselelerini anlama ve adlandırma üzerinden yürüttüğüne dikkat çeken Şentürk, “Hepimiz anlayıp adlandırma mücadelesi veriyoruz. Anlamayıp adlandıramadığımız şeyleri ise ya yok ediyoruz, ya da geçmiş çağlardaki gibi bir süreliğine tapıyoruz. Büyükler, insanoğlunun bu tuhaf yolculuğunda gafiller ve zeliller olarak tarif edilen iki kötü profil olduğunu söylüyorlar. Gafil; farkında olmayan, görmeyen, kör… Yani başkasının gelip onun olaylarına anlam yüklediğinin ve ona bir ad verdiğinin farkında olmayan kişi. Zelil ise daha bir beter; bilerek, isteyerek, kasten, başkasının gelip ona isim koymasını, anlam yüklemesini kabul eden. Beyazıt-ı Bestami Hazretleri ‘Gafiller ve zeliller gündüzleri farklı yollardan yürürler ama akşamları aynı kapıya çıkarlar’ diyor” şeklinde konuştu.

 

- Kelimelerle Sadece Konuşmayız, Düşünürüz de -

Geçen yıllarda İstanbul Taksim’de Gezi Parkında yaşanan olaylara dikkat çeken ve meseleye isim koymanın, kelimelerin önemine vurgu yapan Bekir Develi ise şunları söyledi: “Gezi olayları, gezi direnişi, gezi dayanışması, gezi kalkışması, gezi tantanası… Neydi o olayların ismi? Denilebilir ki; ‘Gezi olayları, direnişi, kalkışması ne fark eder?’ İsmi koyan süreci yönetir. Aslında tüm mücadele, olaylara ismini verme mücadelesidir. Çünkü bizler sahip olduğumuz kelimelerle sadece konuşmayız; bizler o kelimelerle düşünür, o kelimelerle hayal kurar, o kelimelerle rüya görür, o kelimelerle anlatırız. Dolayısıyla, ne kadar kelimeniz varsa siz de o kadarsınızdır” dedi.

 

- Adı Arapça Örgüte Neden Türkçe İsim Verildi? -

Emperyalizmin bütün halkların üzerinden sel gibi geçtiğini ve kelimelerin kendi bakış açımızı belirlediğini anlatan Erem Şentürk, “Bakış açımız, gördüğümüz şeyi belirleyendir. Bu nedenle kelimler ve meselenin adını koymak önemlidir. Kolombiya’da FARC diye bir örgüt vardı. Bu İspanyolca bir kelime ve Türkçe karşılığı Kolombiya Kurtuluş Ordusu. Buna KKO diyen birini duydunuz mu? Mesela İRA var; İrlanda Kurtuluş Ordusu. Buna İKO diyeni duydunuz mu? Hayır, çünkü örgütün adı İngilizcedir. Türkiye’de de adı PKK olan bir örgüt var. PKK, Kürdistan İşçi Partisi anlamına geliyor. Siz buna KİP diyeni gördünüz mü? Görmediniz, çünkü örgütün adı Kürtçedir. Peki, DAEŞ’e neden tüm dünya IŞİD dedi? Adı Arapça olan bir örgüte neden Türkçe isim -Irak Şam İslam Devleti- konuldu? Peki, siz bunu neden hemen kabul ettiniz? Neden itiraz etmediniz? Çünkü başkaları gelip meselenin adını koyup, süreci yönetmek istiyordu.”

 

- Önce Aklımızda Böldüler Sonra Alıştırdılar -

Suriye’deki olaylardan bahseden ve yaşanan katliamı herkesin gördüğünü ifade eden Bekir Develi, masum gibi görünen bir takım ifadelerin hemen her gün görüldüğünü söyledi. “Kuzey Suriye’de, Suriyeli mülteciler için güvenli bir koridor oluşturuluyor” şeklindeki ifadelerin haberlerde sıkça duyulduğunu anlatan Develi, “Cümle çok masum görünüyor. Bu haberleri böyle yapanlar, Türkiye’deki meselelerle alakalı olarak da “Güneydoğu Türkiye’de çatışmalar devam ediyor’ şeklinde ifadeler kullanabiliyor. Biz Güneydoğu Türkiye’yi değil, Türkiye’nin Güneydoğusunu biliyoruz; Biz Kuzey Suriye diye bir yer tanımıyoruz, Suriye’nin Kuzeyini biliyoruz. Kelime düzleminde Güneydoğu Türkiye, Kuzey Suriye demeye alıştırdıkları an meseleyi kabul ettirebileceklerini biliyorlar. Bangladeş, Pakistan, Irak, Hindistan, Sudan, Afrika… Her yeri önce aklımızda böldüler, sonra da alıştırdılar” dedi.

Yaklaşık 2 saat süren program,  çekilişlerin ardından talihli isimlere bisikletlerin hediye edilmesi ile sona erdi.