89’uncu Felsefe Toplantısında “Ölümü Yadsıma Aracı Olarak Muhasebe” başlıklı bir sunum yapan Yazan, muhasebenin sadece teknik yönüyle değerlendirildiğinde bilimsel eleştiri yapılabilecek bir disiplin olduğunu, ancak diğer tüm sosyal bilimlerde olduğu gibi insani bilimlerin önemli bir alanı konumunda bulunduğunu belirtti. İnsanların hayatındaki bir kısım sosyolojik veya felsefi olguların muhasebeye doğrudan ya da dolaylı olarak yansıdığını iddia etmenin yanlış olmayacağına değinen Ömer Yazan, “Acaba muhasebe, insanların ölümü yadsımasında bir araç mıdır?” diye sordu.

Ölümün, insanın yüz yüze kaldığı ancak yüz yüze kalmaktan da sürekli kaçındığı en temel düşüncelerden birisi olduğuna da dikkat çeken Yazan, “Günlük hayatımızda -özellikle yaşın genç olduğu dönemlerde- ölümle, bir yakınımızı kaybedince karşı karşıya kalıyoruz. Öngöremediğimiz bir sınırsızlık içinde ömrümüzün devam edeceğini varsayıyoruz. Aslında modern insanın kaçındığı en temel düşüncenin ölümlülük oluğunu iddia etmek mümkün. Ölüm kaygısı bir antitezi de beraberinde getiriyor; ölümden kaçınma veya ölümsüzlük. Ölümsüzlük düşüncesinin tarihten bu yana pek çok yansımasını görüyoruz. Abidevi yapılar, geride hayırlı bir evlat veya eser bırakma, sevap defterinin kapanmaması, yüzyıllar boyu devam etmesi istenen aile ve soy isimleri, elden ele, nesilden nesle geçen değerli mücevherler… Bu kaygıların temelinde ölümsüzlük düşüncesi yatmaktadır.”
 
Toplantı, soruların cevaplanmasının ardından sona erdi.